Kitaplarım

 

Demokrasi, Monarşi ve Oligarşi  

 

 

Bütün sistemler, sosyal ve siyasal bakımdan insanların yaşam biçimine göre düzenlenmiş sistemlerdir. Bu sistemler her toplumda değişik şekilde uygulanır. Bu sistemlerden ekonomik sistemler denildiğinde aklımızı sosyalist ekonomi, liberal ekonomi ve karma ekonomi sistemleri gelir.
Sosyal hayatta her toplumda bu sistemlerden birini görmemiz mümkündür. Bu sistemler toplumun ekonomik yaşamını gelir düzeyini harcama ve sahip olma gibi alışkanlık ve haklarını gösterir. Genel olarak her sistemin varmaya çalıştığı son nokta şu an için liberal ekonomi sistemidir. Sistemleri incelediğimizde her birinde yaşayan insanlardan memnun olanlar ve olmayanları görmemiz mümkündür.
Ülkemizde de bu sistemlerden karma ekonomi sistemi de uygulama alanı bulmuş ve sadece diğer bir sisteme geçiş için kullanılmış ve daha sonra liberal ekonomi sistemine geçince terk edilmiş.
Toplum yaşamını düzenleyen, bunlara yön vererek etkileyen diğer bir sistem ise siyasal sistemdir. Bu siyasal sistemler;
Monarşi,
Oligarşi,
Demokrasi dir.
Monarşi: Ülke yönetiminin veya idarenin bir soya yada bir ırka, krala dayanarak yapıldığı sistemdir. Bu sistemde halk iradesinden bahsedemezsiniz.
Oligarşi: Yönetimin az sayıda bireyin yada bir sınıfın elinde bulunmasıyla ortaya çıkan siyasal bir sistemdir. Bu küçük grubun yönetim görevini elinde tutarken dayandığı nokta zenginlik, askeri güç yada toplumsal statüdür.
Demokrasi: Günümüzde genel olarak tüm ülkelerin ekonomik sistem olarak liberal ekonomiyi ve siyasal sistem olarak da demokrasi yönetimini benimsediğini söyleyebiliriz. Demokrasi; Halkın kendi kendini yönettiği bir idari sistemdir. Halk egemenliğine dayanır. Halkın kendini yönetmesi olarak bilinen bu siyasal sistemde hükümetin önemli kararları çoğunluğa dayalıdır.
Demokrasi; devlete, bireylerin gelişimini en yüksek düzeyde gerçekleştirebilmek için gerekli imkânların yaratılması görevini yükler. Her bireye, belirli bir düzende en yüksek düzeyde özgürlük sağlanması da demokrasinin temel özelliklerindendir. Demokrasi düzenin de tüm insanlar eşit olup eşit hak ve yükümlülüklere sahip oldukları düşünülür.
Diğer yandan, kişilerin özgürlükleri kötüye kullanma yerine topluma yararlı alanlara yönlendirmeleri demokrasilerin vazgeçilmez özelliklerindendir. Bir başka özellik ise yönetilenlerin kendilerini temsil edenleri seçerken serbestçe karar verebilmesidir. Demokraside neyin nasıl olacağı, halkın çoğunluğunun görüşü doğrultusunda belirlenir.
Bir başka açıdan demokrasi bir siyasal yönetim biçimi olduğu gibi bir yaşam biçimi, bir davranış biçimi, bir ahlâk anlayışıdır. Demokrasinin bir toplumda tüm temel özellikleriyle işlerlik kazanabilmesi için bu değerlerde ayrı bir önem arzeder. Demokrasinin bu özelliklerinin geçerlik kazanabilmesi toplumun ekonomik yapısındaki bir takım özelliklerle de ilgilidir. Her şeyden önce toplum olarak belirli bir ekonomik gelişme ve gelir düzeyi sağlamış olmanın demokrasinin işleyişi üzerinde olumlu etkide bulunduğu kabul edilir.

 

Demokrasilerin bu gelişmeyi gösterebilmesi bir takım çevre koşullarıyla yakından ilgilidir. Bir demokrasinin iyi işleyebilmesi ana koşulların gerçekleşme imkânı bulabilmesi o ülkenin toplumsallaşma ve eğitim düzeyiyle yakından ilgilidir. Çünkü demokrasinin gereklerinden biri yöneticilerin, halkı toplum sorunları konusunda aydınlatmak olup bu da halkın eğitim düzeyiyle doğrudan ilgilidir.
Bu kadar demokrasi bilgisi verdikten sonra, hazır bizim ülkemizden de bir demokrasi örneği verelim.
Hepinizin malumu ülkemizin bazı yerleşim yerlerinde ağalık sistemi vardır. Ağa o bölgenin ileri geleni sözü sohbeti dinlenen bir kişidir. Devlet erkânı orada ağırlanır, o bölgede onun kanunları geçerlidir. O ne derse o olur. Orada her şey ondan sorulur. Ondan izinsiz sinek kanadını sallayamaz. İşte bu yerleşim birimlerinden birinde de millet vekili seçimleri yapılacaktır. Hem de gayet demokratik. Ağanın kendi çocuğu mektep görmüş kültürlü bilgilidir. Ağanın oğlu da millet vekili olma düşüncesini babasına açar. Baba diğer ağalarla fikir alış-verişinde bulunur ve millet vekili olmasına karar verilir. Oysa orada yaşayan insanlar bu ağa çocuğunu pek de sevmezler. O şehirde oturuyor, onların sorunlarından haberi yoktur, halka tepeden bakar.
Aday olunacak partide ayarlanır. Listeye girememe gibi bir ihtimalide yoktur. Ağa uhdesindeki marabayı toplar. Marabanın oylarını hangi partiye vereceğini nedenleri ile birlikte açık seçik anlatır. Konuşmasında her türlü izahatı yapar. Hatta birazda tehdit vari konuşmada yapar. Belirlediğim partiye ve benim oğluma oy vermeyene iş yok, aş yok, gerekirse burayı terk ettirme ye varan tehditlerde bulunur. Maraba çaresizdir. Gidecek başka yeri yapacak başka işi de yoktur. Sonuçta gariban maraba ne yapsın neticede ağadır, ne dese kanundur. Bir memlekette ağa olmak kolay değildir. Sorumlulukları çok büyüktür. Kiminin oğlu kızı evlenecek kimilerinin çocuğu hastadır hastane masrafları, kışlık odunları kömürleri tüpleri doldurulacaktır. Bunca aileye bakmak, ihtiyaçlarını karşılamak zordur. Seçimler olur. Ağanın oğlu milletvekili seçilir. Böylece demokrasi mükemmel biçimde işlemiş olur. Oysa demokrasi içerisinde yapılan seçimlerde halk iradesinin tecelli etmesi beklenirken, maalesef seçimlerde ön plâna çıkan ve görünen adaylar bir kukladır. Asıl olan arkasındaki çıkar sahipleri ve rant gruplarıdır. Oysa yabancı ülkelerde adı bir rüşvete yada bir devlet malını zarara uğratan kişi ile ilgili bir şaibe ortaya atılsa o kişi ya görevinden ayrılarak yada intihar ederek kendisini aklar. Buradan çıkan sonuç bizim ülkemizde demokrasi ise millet iradesinden ziyade rant veya çıkar savaşı olarak görülür. Böyle bir savaşın galibinin kim olacağını görmemek kör olmayı gerektirir.
Velhasıl bizim memleket demokrasisinde birileri birilerinin gölgesine sığınıp gidiyor. Birileri birilerinin isminin arkasına saklanıyor ama bilmem nereye kadar? Sizin şimdi; demokrasiyi, monarşiyi ve oligarşiyi anlamış olmanız lazımdır.
Böyle bir ortamda da millet iradesi tecelli ediyor. Bilmem bu nasıl bir irade ise? Burada hemen Saidi Nursi Hazretlerinin mektubatlarda geçen bir sözü aklıma geliyor. Allah’ım; siyasetten sana sığınırım.

 

Harun GÖK

www.harungok.com

harungok38@hotmail.com