İÇİNDEKİLER
I. BÖLÜM
İŞ KANUNU
- İş Kanununun Temel Kavramları
- İşyerini Bildirme
- SSK İşyeri Sicil Numarasını Almak İçin Gerekli Belgeler
- İşyerinin Veya Bir Bölümünün Devri
- İş Sözleşmesi Türleri ve Feshi
- Kıdem Tazminatının Ödenmesi
- İşverenin Haklı Nedenlerle Derhal Fesih Hakkı
- Yeni İş Arama İzni
- Toplu İşçi Çıkarma
- Özürlü, Eski Hükümlü ve Terör Mağduru Çalıştırma Zorunluluğu
- Ücret
- Asgari Ücret
- Fazla Çalışma Ücreti
- Hafta Tatili Ücreti
- Yıllık Ücretli İzin Hakkı ve İzin Süreleri
- Sigorta Primleri
- Kısa Çalışma Ödeneği
- Ara Dinlenmeler
- Gece Süresi ve Gece Çalışmaları
- Çalıştırma Yaşı
- İş Sözleşmesi ve Belge Yükümlülüğü
- Kadın İşçilerin Gece Postalarında Çalıştırılma Koşulları
- Analık Halinde Çalışma ve Süt İzni
- İşçi Özlük Dosyası
- Postalar Halinde İşçi Çalıştırma
- İş Sağlığı ve Güvenliği
- İşyeri Hekimleri
- İçki veya Uyuşturucu Madde Kullanımı Yasağı
- Ağır ve Tehlikeli İşler
- Çalışma Hayatının Denetimi ve Teftişi
- İdari Ceza Hükümleri
- Türkiye İş Kurumu ve Görevleri
- İşsizlik Sigortası
- Kısa Çalışma Ödeneği
- Yabancıların Çalışma İzinleri
II. BÖLÜM
SOSYAL GÜVENLİK KANUNU
- Sigortalılara İlişkin Hükümler
- Sigortalılığın Başlangıcı
- Sigortalı Bildirimi ve Tescili
- İşyeri, İşyerinin Bildirilmesi, Devri, İntikali ve Nakli
- SGK da İşyeri Nakli
- İş Kazasının Tanımı, Bildirilmesi ve Soruşturulması
- Sosyal Güvenlik Kurumundan Rapor Parasının Alınması
- Geçici İş Göremezlik Ödeneğinin Ödenmesi
- Meslek Hastalığının Tanımı, Bildirilmesi ve Soruşturulması
- Hastalık ve Analık Halı
- Doğum Parası Ödenmesi
- Geçici ve Sürekli İş Göremezlik Ödeneği
- Uzun Vadeli Sigorta Hükümleri
- Malul Sayılma
- Yaşlılık Sigortası
- Ölüm sigortası
- Evlenme ve Cenaze Ödeneği
- Fiili Hizmet Süresi Zammı
- Sigortalıların Borçlanabileceği Süreler
- Kamu Görevlilerine İlişkin Hükümler
- Vazife Malullüğü
- Kamu Görevlilerinin Emekliye Sevk Onayları
- İtibarî Hizmet Süreleri ve İtibarî Hizmet Süresi Primleri
- İsteğe Bağlı Sigorta Hükümleri
- Sigortalılık Hallerinin Birleştirilmesi
- Sosyal Sigorta Yüksek Sağlı Kurulu
- Genel Sağlık Sigortası Hükümleri
- Sağlık Hizmetleri ve Diğer Haklar İle Bunlardan Yararlanma
- Tüp Bebekte Katılım Payı
- Yol Giderleri, Gündelik ve Refakatçi Giderleri
- Yurt Dışında Tedavi
- Özürlülerin Bazı Hakları
- Hastaneler İçin Muayene Parası Ödenmesi
- İlâç Parası Ödenmesi
- Katılım Payı Alınmayacak Haller
- Genel Sağlık Sigortası Gelirlerinin Kullanım Amacı
- Primlere İlişkin Hükümler
- Prim Oranları ve Devlet Katkısı
- Kısa Vadeli Sigorta Kolları ve Tehlike Sınıfları
- Prim Belgeleri ve Primlerin Ödenmesi
- Prim Borçları ve Gecikme Cezası
- İdari Para Cezaları ve Fesih Hükümleri
III. BÖLÜM
SGK YURTDIŞI BORÇLANMA GENELGESİ
- Borçlanma Kapsamındaki Süreler
- Borçlanılacak Sürelerin Belgelendirilmesi
- Borç Miktarının Tespiti ve Borcun Tebliğ Tarihi
- Borçlanılan Sürenin Değerlendirilmesi
- Aylık Bağlanmasına İlişkin Hükümler
- Yoklama İşlemleri
- Aylıkların Kesilmesi ve Yeniden Bağlama
- Kazanılmış Haklara İlişkin Hükümler
IV. BÖLÜM
KİŞİSEL KORUYUCU DONANIM LİSTESİ
- Baş Koruyucuları
- Kulak Koruyucuları
- Göz ve Yüz Koruyucuları
- Solunum Sistemi Koruyucuları
- El ve Kol Koruyucuları
- Ayak ve Bacak Koruyucuları
- Cilt Koruyucuları
- Gövde ve Karın Bölgesi Koruyucuları
- Vücut Koruyucuları
- Kullanılan Tehlike ve Uyarı İşaretleri
- Emredici İşaretler
- Acil Çıkış ve İlk Yardım İşaretleri
- Yangın Mücadele İşaretler
I.BÖLÜM
İŞ KANUNU
İŞ HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARI
Ülkemizde çalışma hayatını düzenleyen hukuk dalı iş hukukudur. İşçi ile işveren arasındaki tüm ilişkileri ve sorunları çözmek amacıyla düzenlenmiştir. Ekonomik bakımdan toplum barışı açısından iş hukukunun önemi çok büyüktür. Toplumda sosyal adaleti sağlamak çalışan ve çalıştıran kesimin huzur içerisinde ülke kalkınmasına katkıda bulunması için tüm hukuk sistemlerinde olduğu gibi bu sistem de düzenli çalışmak zorundadır.
İş Hukuku: İşçi, işveren ve devlet arasındaki ilişkileri düzenleyen bir hukuk çeşididir. İş hukukumuzun belli başlı kaynaklarından biri 1971 tarih ve 1475 sayılı iş kanunu ile 10.06.2003 tarihinde yayınlanan 4857 sayılı iş kanunudur.
İş hukuku, işçi ve işveren arasındaki hizmet sözleşmesiyle kişiler arasında kurulan ekonomik ilişkilerden ortaya çıktığı için ve işçilerin işverene göre daha zayıf olması nedeniyle işçileri koruyucu bir görevde üslenir.
Bireylerin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla çalışmak zorunda olduğunu biliyoruz. Bu çalışma esas itibarıyla bağımsız çalışma ve bağımlı çalışma şeklinde görülür. Bağımsız çalışmada kişi kendi adına kurulu iş yerinde mesleki faaliyetini sürdürürken, bağımlı çalışmada ise çalışan kişi bu görevi bir başkası adına ve belli bir ücret karşılığında yapmaktadır. İş hukukumuz ise bunlardan sadece bağımlı olarak çalışan kesimi ele alır ve çalışanların işverenle olan ilişkilerini düzenler. Bu nedenle iş hukukuna işçilerin özel hukuku da diyebiliriz. Ancak çalışanla çalıştıran arasındaki ekonomik ve kişisel bağımlılık göz önüne alındığında işçiler gibi işverenlerde iş hukuku içerisinde değerlendirilebilir. Çalışanlardan kamuya ait devlet kurumlarında çalışanların durumu ise kamu hukuku içerisinde değerlendirilir.
İş hukukuna ait kurallar temel olarak işçi işveren ve devlet ilişkisini düzenler. Bu düzenlemede, işçilerin bireysel ilişkilerinin yanında tüm işçilerin toplu olarak ortaya çıkan sorunlarını çözmek içinde uğraş verir.
İş hukukunun temel özelliği, çalışanla çalıştıran arasındaki ilişkiyi düzenlerken, çalışanı koruyarak toplumsal dengeyi sağlamak ve ikisi arasında bir arabulucu görevi üstlenmiştir. Buradaki asıl konu çalışan kişinin çalıştırana göre sosyal ve ekonomik açıdan daha zayıf olmasıdır.
İş hukukunun temel kavramları denildiğinde; işyeri, işçi ve işveren terimleriyle karşılaşırız.
Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi denir. İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddî olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir.(Madde 2)
İşverenin işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve meslekî eğitim ve avlu gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır.
İşyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür.
İşveren adına hareket eden ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere işveren vekili denir. İşveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı işlem ve yükümlülüklerinden doğrudan işveren sorumludur.
Bu Kanunda işveren için öngörülen her çeşit sorumluluk ve zorunluluklar işveren vekilleri hakkında da uygulanır. İşveren vekilliği sıfatı, işçilere tanınan hak ve yükümlülükleri ortadan kaldırmaz.
Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren -alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.
Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler.İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez.
Kanuna veya kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulan kamu kurum ve kuruluşları ile bunların doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin en az % 50 sine sahip oldukları ortaklıklarda, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu veya diğer kanun hükümleri çerçevesinde, hizmet alımı amacıyla yapılan sözleşmeler gereğince, yüklenici aracılığıyla çalıştırılanlar, bu şekilde çalışmış olmalarına dayanarak;
a) Bu kurum, kuruluş ve ortaklıklara ait kadro veya pozisyonlara atanmaya,
b) Bu kurum, kuruluş ve ortaklıklara ait işyerlerinin kadro veya pozisyonlarında çalışanlar için toplu iş sözleşmesi, personel kanunları veya ilgili diğer mevzuat hükümlerine göre belirlenen her türlü malî haklar ile sosyal yardımlardan yararlanmaya, hak kazanamazlar.
8. fıkrada belirtilen işyerlerinde yükleniciler dışında kalan işverenler tarafından çalıştırılanlar ile bu işyerlerinin tâbi oldukları ihale mevzuatı çerçevesinde kendi nam ve hesabına sözleşme yaparak üstlendiği ihale konusu işte doğrudan kendileri çalışanlar da aynı hükümlere tâbidir. 8. fıkrada belirtilen kurum, kuruluş veya ortaklıkların sermayesine katıldıkları ortaklıkların kadro veya pozisyonlarında çalışan işçilerin, ortak durumundaki kamu kurum, kuruluş veya ortaklıkların kadro veya pozisyonlarına atanma ya da bu kurum, kuruluş veya ortaklıklarda geçerli olan malî haklar ile sosyal yardımlardan yararlanma talepleri hakkında da 8. fıkra hükümleri uygulanır. Hizmet alımına dayanak teşkil edecek sözleşme ve şartnamelere;
a) İşe alınacak kişilerin belirlenmesi ve işten çıkarma yetkisinin kamu kurum, kuruluşları ve ortaklıklarına bırakılması,
b) Hizmet alım sözleşmeleri çerçevesinde ya da geçici işçi olarak aynı iş yerinde daha önce çalışmış olanların çalıştırılmasına devam olunması, yönünde hükümler konulamaz.
İŞÇİ KİMDİR?
İşçi işverene iş yapmakla yükümlü gerçek kişidir Burada söz konusu iş ekonomik bakımdan iş olarak değerlendirilebilen her çeşit çalışmadır. Çalışma bedensel veya düşünsel faaliyet şeklinde olabilir. İşin niteliği, hafif veya ağır, yorucu veya basit ya da bilimsel, artistik bir iş oluşu, işçilik niteliği üzerinde rol oynamaz.
İşin mutlaka iş yerinde görülmesi de gerekmez. Örneğin gazeteci, dağıtımcı, propagandist gibi kişiler işi işyerinin dışında ifa eder.
1475 sayılı eski iş yasasında işçi, bir hizmet sözleşmesine dayanarak herhangi bir işte ücret karşılığı çalışan kişiye denilir diye tanımlanmıştır. Oysa 4857 sayılı yasadaki işçinin tanımında ücret karşılığı çalışma geçmemektedir. Bu bir eksiklik değildir. Çünkü işçi yaptığı iş karşılığında ücret alır. Nitekim 4857 sayılı yasanın 2. maddesinde ‘iş sözleşmesine’ atıf yapılmaktadır. Yasanın 8. maddesinde ise iş sözleşmesi şu şekilde tanımlanmaktadır: ‘ İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir’. Bu iki hüküm birlikte değerlendirildiğinde bir eksiklik bulunmadığı görülmektedir. Ücretin sözleşmede açıkça kararlaştırılmamış olması ya da özellikle eğlence ve konaklama işyerlerinde işçilerin yüzde usulü ücretlerinin müşteriler tarafından ödenmesinde olduğu gibi üçüncü kişiler tarafından sağlanan işçi sayılmayı engellemez.
Ayrıca işçi sayılabilmek için işçi sayılacak kişinin işverene bağımlı olarak çalışması gerekir. Yani, işçinin işverenin emir ve talimatlarına uygun biçimde ve onun denetimi, gözetimi ve yönetimi altında işini ifa etmesi gerekir.
Her ne kadar iş yasasında işçi sayılabilmek için “iş sözleşmesine dayanarak” çalışmanın gerçekleşmesi aranmışsa da, burada söz konusu olan “geçerli bir iş ilişkisi” nin varlığıdır. Ahlâka ayıkırı, yürürlükteki hukuk düzeninin temel düzenlemeleriyle bağdaşmayan bir iş ilişkisi geçerli bir iş ilişkisi sayılamaz.