Öncelikle 2019 yılını bitirip 2020 yılının ilk çeyreğine girerken ekonomik olarak hedeflerimizin odağında özellikle verimlilik olması gerekmektedir. Üretim içerisinde milli değerlerin en verimli şekilde kullanılması temel düsturumuz olmalıdır. Milli değerlerin verimliliği derken burada üretime giren tüm değerlerin verimliliğinden bahsediyorum.
Ülke olarak; Güçlü Türkiye, Güçlü Ekonomi, Güçlü İhracat, Güçlü İnsan Kaynağı, Güçlü Alt Yapı ve İhracat hedefleri doğrultusunda çalışmalıyız.
Ticari Ataşelerimizle, hem ihracatımızın durumunu analiz eden, hem de hedef ürün ve hedef pazarlarımızı tespit eden görüşlerinden fazlaca yararlanmak için onlarla koordineli bir şekilde çalışmalıyız.
Gelecek yılda hedef, ihracatta kırmayı hedeflediğimiz rekorların da ötesinde dış ticaret fazlası veren bir ülke olmalıdır.
Yeni yılda ihracatta bir atılım gerçekleştirerek, ihracat yapılmayan hiçbir ülke kalmaması koşuluyla teknoloji, inovasyon, ar-ge, markalaşma stratejilerini güçlendirerek “ihracatta sürdürülebilirlik ve yenilikçilik” temel rotamız olmalıdır.
Bu çalışmaları yürütürken meslek kuruluşlarının, odaların, derneklerin, birliklerin de yapmaları gerekli birtakım sorumlulukları vardır. Bu kuruluşlarla koordineli bir şekilde çalışılması gerekmektedir.
Dışarıda ve içeride güçlü bir ekonomiye sahip olmak için,
. Yabancı ülkelerle çok yönlü ticari ilişkileri güçlendirmeliyiz.
. İhraç ürünlerimizin dünyada kalıcı algısının güçlendirilmesi için çalışmaların yapılması gereklidir.
. Dış ticaret fazlası veren bir ülke durumuna gelmeliyiz.
. Mümkün olduğunca katma değerli mal ihraç etmeliyiz.
. Mevcut pazarların yanına yenilerini ekleme gayreti içerisinde olmalıyız.
. Yapay zeka eğitimi ve e- ticareti geliştirmeliyiz.
. Dünyada ayak basılmayan yer bırakmamalıyız. Unutmamalıyız ki, artık gitmediğiniz ve gezmediğiniz yer sizin değildir.
Birtakım ekonomistler 2020 yılının, dünya ekonomisi açısından sıkıntılı ve buhranlı geçeceği görüşündeler. Global ekonomiler de dünya krizinden etkilenir. Durum böyle olunca biz de buna göre tedbirimizi elimizden geldiğince almalıyız.
2020 yılında Türk sanayicisi ve
ihracatçısı için strateji,
“Rüzgar nereden eserse oraya dönme devri değil! Rüzgara yön verme devri” olmalıdır.
Her ülke sanayicisinin ihtiyaç duyduğu bazı madde ve malzemeleri kendi imkanlarıyla üretir. Üretemediğini ise dışarıdan temin eder. Bazen de üretmek için dışarıdan öncelikle hammadde alması da gerekebilir.
“ Dünyada en çok ticareti yapılan 200 ürün arasında ülkemizin güçlü olduğu 47 ihracat ürünü vardır. Bu 47 üründe dünyanın toplam ithalatı tam 1,8 trilyon dolar olup, dünyanın toplam ithalatındaki payı ise yüzde 9,8’dir.
Bizim bu ürünlerdeki ihracatımız ise 50 milyar dolar seviyesinde, bu ürünlerin dünyadaki ticaretinden yüzde 2,8 pay alıyoruz.
Sadece bu rakamlara dahi bakarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz:
Güçlü olduğumuz bu 47 ürüne özel bir önem ve ağırlık vererek, 1,8 trilyon dolarlık talepten daha fazla pay alabiliriz.
Söz konusu araştırma, bu konuda katetmemiz gereken yolumuz olduğunu ortaya koyuyor. Sonuç olarak doğru analizlerle, akademik çalışmalara dayanan etkili stratejilerle yürüyen bir ihracat ekosistemini perçinlemeye, etki alanını daha da genişletmeye çalışmalıyız.
Sadece 200 ürün yeterli olmamalıdır. Ürün miktarını daha yukarılara taşımalıyız. Dünyada ticarete konu olan 1000 adet ürün dünya ticaretinin yüzde 84’ünü kapsıyor.
Ülkemizin en çok ihraç ettiği ürünlerin ilk sırasında otomotiv sektörü gelmektedir.
Türkiye ihracatının zirvesinde aralıksız olarak 12 yıldır otomotiv sektörü yer alıyor. Yıllar itibarıyla ihracatın yaklaşık 30 milyar dolara yakın kısmı otomotivden sağlanmaktadır. Bu miktara ise Ford, Toyota, Tofaş, Oyak Renault, Mercedes-Benz Türk, Bosch Sanayi, Man Truck ve Goodyear şirketlerinin Türkiye’deki fabrikalarında üretilen araçlar sayesinde ulaşılmaktadır.
Ülkemiz ihracatında ikinci sırada hazır giyim ve tekstil olduğunu görüyoruz.
Türkiye 1980’li yıllardan itibaren tekstil ve hazır giyim sektörüne yapılan yatırımlar sonucunda büyümesine devam ediyor. Türkiye’deki tekstil ve hazır giyim sektörleri de büyük oranda ihracat odaklı.
Türk hazır giyim ve tekstil sektörü dünya genelindeki %3.5’lük payıyla dünyanın en büyük 8. ci hazır giyim ihracatçısı konumundadır. Avrupa Birliği ülkelerine yönelik ihracat bakımından da Çin, Bangladeş ve Almanya’nın ardından 4. ci sıradadır.
Türk hazır giyim ve tekstil sektörü toplam 13 milyar dolarlık ihracata imza atmıştır.
Ülkemiz ihracatında üçüncü sırada ise beyaz eşya gelmektedir.
Türkiye toplam 26 milyon adet beyaz eşya ihraç etmiştir. Özellikle özel tüketim vergisi konusunda yatırımcılara sağlanan teşvikler neticesinde beyaz eşya sektöründe %7.5’lük bir büyüme gerçekleşti. Beyaz eşya ihracatında ise %7’lık bir artış yaşandı.
Türkiye’de beyaz eşya ihracatının %72’si Avrupa Birliği ülkelerine yapılmaktadır. Özellikle İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya ve İspanya beyaz eşya ihracatının en çok yapıldığı ülkelerdir.
Beyaz eşya sektöründe Türkiye’nin önde gelen şirketlerine ise Arçelik, Beko, Vestel, Demirdöküm, Profilo, Indesit, Ariston gibi markaları örnek verebiliriz.
Tarım ve Gıda Ürünleri ihracatına gelince;
Türkiye iklim koşulları ve verimli toprakları nedeniyle tarımsal üretimin yoğun olduğu bir ülkedir. 2002-2016 yılları arasında tarım ve gıda ürünleri ihracatı 4 kat artarak 3.7 milyardan 16.2 milyar dolara ulaşmıştır.
Türkiye’den en çok ihracat yapılan ülkeler sıralamasında, ilk sırada Almanya bulunmaktadır.
Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ülkeler büyük oranda Avrupa Birliği ülkeleridir.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ülkeler şu şekildedir:
Almanya: Almanya’ya yapılan ihracat 2011 yılından beri 13 milyar doların üzerindedir. 2017 yılında Almanya’ya toplam 15.1 milyar dolarlık. 2018 yılında 16,1 milyar dolarlık ihracat yapılmıştır. Almanya’da 3 milyondan fazla Türk vatandaşının yaşaması ise Almanya’nın uzun yıllardır Türkiye ihracatında ilk sırada yer almasında şüphesiz önemli bir faktördür.
Ayrıca Almanya ile ilgili şu parantez içi bilgisini de vermeden geçemeyeceğim. Almanya’ nın, 2018 yılı toplam ihracatı 1 trilyon 317 milyar avro olarak gerçekleşirken, ithalatı ise 1 trilyon 90 milyar avro olarak gerçekleşmiştir.
Buna karşılık ülkemizin 2018 yılı ihracatı 168 milyar dolar olup, ithalatı ise 223 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.
İngiltere: İngiltere’ye yapılan ihracatta otomotiv sektörü ön plana çıkarken tekstil ve makine sektörü de ilk üçte yer alır. 2017 yılında İngiltere’ye 9.6 milyar dolar ihracat yapılırken, 2018 yılında bu rakam 11,1 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.
Irak: Irak, Türkiye ile sınırı olan komşu bir ülke olduğu için ihracat alanında da ön sıralarda yer alıyor. Bu ülkeye 2018 yılında 8,3 milyar dolarlık bir ihracat gerçekleşmiştir. Irak’ın diğer komşusu İran ise bu ülkeye bizden daha fazla ihracat yapmaktadır.
ABD:Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri’ne en çok makine parçası, çimento, bakır ve plastik ürünleri satmaktadır. 2018 yılında yapılan ihracat miktarı 8,3 milyar dolara ulaşmıştır.
İtalya: 2017 yılında 8.4 milyar dolarlık ihracat yapılan İtalya’ya özellikle otomotiv ve tekstil alanında ürün satılmaktadır. Bu rakam 2018 yılında 9,5 milyar dolara yükselmiştir.
Fransa: Fransa’ya ihraç edilen ürünler başlıca makine parçaları, plastik ve kimyasal maddelerdir. 2018 yılında Fransa’ya 7,2 milyar dolarlık ihracat yapılmıştır.
İspanya: Türkiye yeden İspanya’ya büyük oranda otomotiv, zeytinyağı ve turunçgiller satmaktadır. İhracat rakamı 2018’de 7,7 milyarı aşmıştır.
Hollanda: Hollanda otomotiv, elektrik iletken malzemeleri ile giyim ve tekstil alanlarında Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ülkelerden biridir. Hollanda’ya 2018 yılında 4,7 milyar dolarlık ürün satılmıştır.
Yukarıda özellikle Avrupa Birliği Ülkeleri ile olan ticaretimizi ve ihracat rakamlarını verme nedenim, ülkemiz ihracatının % 50′ ye yakını bu ülkelerle yapılmaktadır.